3 Temmuz 2012 Salı

"Thank God It's Asimov"


"Galaktik Ansiklopedi'den yapılan ve burada tekrarlanan alıntıların hepsi, VD. 1020'de Galaktik Ansiklopedi Yayıncılık AŞ, Terminus tarafından yayınlanmış olan 116. Baskı'dan, yayıncının izniyle aktarılmıştır."

Yani diyor ki, "Galaktik İmparatorluk'u, Vakıf'ı filan görmediğiniz için üzülmeyin.
 Asimov okunabilen bir çağın insanısınız, az kıymet bilin" diyor.

Saygılarımızla...

Vakıf Serisi'nin hangi sırayla okunması gerektiği yönünde farklı görüşler var. Ben ise, ilk Vakıf kitabını almaya gittiğimde böyle bir görüş farklılığını bile bilmiyordum. Buradan, Penguen Kitabevi'nde karşılaştığım ve beni bu konuda bilgilendirip yayın sırasına göre yönlendiren genç arkadaşa teşekkür ederim.

"Aslında olay sırasına göre ilk kitap bu ama bunu sakın alma, çünkü içinde çok büyük bir spoiler var" diyerek resmen elime vurdu. Çok da iyi etmiş, çünkü seriyi okurken heyecandan ölebilirdim.

Sıralama konusunu araştırırken http://mycogen.blogspot.com/2005/06/asimov-romanlar-hangi-srayla-okunmal.html  adresindeki yazıyla karşılaştım. Blog'un yazarı, Asimov kitaplarını bütün halinde değerlendirip, tümünü tek bir seri halinde düşünerek sıralama yapmış. Eminim çok yerinde bir sıralamadır, fakat ben bunu gördüğümde zaten Vakıf'ın ikinci kitabını okumakta olduğum için en başta okumam gereken Sonsuzluğun Sonu'nu kaçırmıştım... İkinci kitaptan sonra da öyle bir merak içindeydim ki, araya yine bir Asimov eseri de olsa, başka hiçbir şey sokmam düşünülemezdi. (Robot Serisi hakkında da şöyle bir yazı var ayrıca:  http://www.sinancanan.net.tr/2011/02/asimovun-kaotik-destan.html)

Sıralama şu şekilde: 


1. Vakıf
2. Vakıf ve İmparatorluk
3. İkinci Vakıf
4. Vakıf'ın Sınırı
5. Vakıf ve Dünya
6. Vakıf İleri
7. Vakıf Kurulurken

Vakıf'ın Sınırı'nı bitirdikten sonra hangisini okumam gerektiğini çok fazla araştırdım. Kurulurken'den başlamayan bilinçli okuyucu bile çok fena halde ikiye bölünmüş durumda. Ezici bir çoğunluk, Sınır'dan sonra Dünya'nın değil Kurulurken'in okunması gerektiğini söylüyor.

Katılmıyorum. Ben yukarıda belirttiğim sırayla okudum ve bence çok da şahane bir şey yapmışım. 

Bir kere, önemli olan yazılma sırasıyla okunması ise, Sınır'dan sonra yazılmış olan Dünya'dır. Hatta, Dünya'nın önsözünde Asimov bile öyle diyor, "Ben bunu Sınır'dan sonra yazdım ve onun bittiği yerden başlattım." Eğer yazılma sırasıyla okuyacaksak zaten bu noktada bir ihtilaf yok.

Akış sırası deniyorsa eğer, bence bu sıralama yine geçerli. Dünya'da, artık "olaylar" biter. Akış tamamlanır. Ayrıca, Dünya çok farklı karakterlerle ve çok farklı mekanlarda geçen bir kitaptır. İleri ve Kurulurken ise, zaten bizim çoktaaaaan geçtiğimiz dönemlerde Seldon'ın kendi "iç işlerini" anlatan kitaplar. Psikotarih ve Vakıf fikirlerinin doğuşu, Seldon'ın ailesi, kişiliği, bu fikir yüzünden başına gelenler, falan filan. Yani son iki kitap, Vakıf'tan çok Seldon kitabıdır ama Vakıf'ı Vakıf yapan temeller bu ikisinde bulunur. İşte bu yüzden de, en son okunmaları gerekir.

Kaldı ki, özellikle son yazılmış olan Kurulurken'de öyyyle bilgiler var ki, çok açık söylüyorum, Kurulurken'i en başta okumak tüm seriyi yalan etmek olur. Bu bir. İkincisi, yine Kurulurken'de anlatılanlardan dolayı, Dünya'nın da mutlaka önceden okunmuş olması gerekir. Çünkü sizin Dünya'yı okurken meraklanıp heyecanlanmanıza sebep olan bir sürü şeyin cevabı Kurulurken'de var, yani Dünya'yı kesinlikle en sonra bırakmamalısınız. 

Vakıf ve Dünya, insanlığın ilk ortaya çıktığı gezegeni arama sürecini anlatır. Ama siz Kurulurken'i Dünya'dan önce okursanız, Dünya'daki karakterlerin gittiği gezegenlerin ne olup ne olmadığını zaten biliyor olacaksınız. Üstüne üstlük, kitabın sonuna doğru "haa tamam kesin böyledir bu..." diyerekten o sonu bile tahmin edeceksiniz. Ve o tahmin doğru olacak.

Ne gerek var Allahaşkına?

Eğer bu seriyi ""hiç bilmeyene" özetleyecek olursak...

Öncelikle "spoiler" konusuna değineyim, kitapların arka kapağında yazanlardan fazla bilgi vermeyeceğim. O yönden rahat olun.

Eğer bilimkurgu edebiyatına ilişkin özel bir algınız yoksa, seri bilimkurgu edebiyatına giriş olarak bence uygun değil. Dün bir arkadaşıma bahsederken bu seriden "bilimkurgunun upper-advanced'i" ifadesini kullandım ki fikrim dünden beri değişmedi. İyi ki birkaç sene önce okumamışım, kitabın hakkını veremeyebilirmişim. Serinin hakkın vermek için, bilimkurguya ilişkin bir algı ve azbuçuk okumuşluk gerektiğini düşünüyorum.

Rakı içilecek adammış rahmetli.
Bu düşüncemin sebebi, bilimkurgudaki felsefeyi hafife alan, bu felsefenin farkında olmayan birinin kitaba hak ettiği değer veremeyebileceğinden endişe etmemdir. 

Eğer siz bilimkurgudan uzaylılar filan bekliyorsanız, ya da bilimkurgu sizin için "nerd eğlencesi" ise, Vakıf size istediğinizi vermez. Vakıf, ağır bir felsefe içerir. Karakterler yüzlerce yıl yaşamaz, normal sürelerde yaşayan ve bizim gibi çocuk olan, bizim gibi yaşlanan insanlardır. Öyle ki, anlatılan dönemlerde robotlar bile yoktur.

Vakıf, hem insan doğası, hem yönetim şekilleri, hem bu doğanın kurgulanışı ve kullanılışı, hem de insan-evren ilişkisine yönelik ciddi çözümlemeler içeren, son derece ağır ve önemli bir eserdir. Üstelik tüm bu felsefesini, bilimkurgu kisvesi altında ve okuru da heyecandan öldürerek aktarır. Bize de "Acaba Asimov'un tüm eserlerini okumak için kaç yıllık bir ömre ve onun gibi düşünebilmek için nasıl bir mutasyona ihtiyacım var..." diye hesaplamak düşer. 

Şimdi gelelim serinin kendisine...

Vakıf dediğimiz, Galaktik İmparatorluk'un çökme sürecine girdiğini gören "psikotarihçi" Hari Seldon'ın girişimi olan bir kuruluş. Seldon, imparatorluğun kaçınılmaz olarak çökeceğini ve galaksinin otuz bin yıl kadar sürecek bir kaos sürecine gireceğini, Galaktik İmparatorluk'un tüm bilgisinin biliminsanlarınca hazırlanacak ansiklopedilerle gelecek nesillere aktarılması gerektiğini, kaos döneminin ancak böyle kısalabileceğini söylüyor.

Tabii doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar.

Bundan gerisi, İmparatorluk, Vakıf, savaşlar, generaller, tacirler, katırlar, olaylar olaylar...

Vakıf Dönemi'nin başlangıcı, Seldon'ın yüzlerce yıl öncesinden öngördüğü krizler ve öngöremedikleri...

Psikotarihin gelişimini tamamlaması için tüm insanlık tarihinin peşine düşülmesi ve bir yerlerde artık, insanlığın ortaya ilk çıktığı gezegeni tespit etme çabaları...

Vakıf Serisi'nin muazzamlığı, kurguladığı teknolojide değil. Bir kere, psikotarih kavramı ile tanışmış oluyoruz ki bunun tanımını yapmayacağım. Bizim şimdi "istatistik" dediğimiz şeyin sosyolojiyle buluşması, bence son derece iyi gizlenmiş bir distopyanın başlangıcı oluyor. 

Kendinizi öyle bir olay ve empati örgüsü içinde buluyorsunuz ki, zihninizin ele geçirildiğini düşünmeniz işten bile değil. Kendinizi bir noktada "E ama her düşüncenin karşılığı düşünülmüş, düşünecek yer kalmamış ki?" teslimiyeti içinde buluyorsunuz. Bu da insanı okumak için iyice kamçılıyor, ben utanmasam "Ohaaa" nidaları eşliğinde okuyacak gibi oluyorum.

Vakıf, bir şeyleri etraflıca düşündüğünü iddia eden herkes tarafından okunması gereken bir seri bence. Etraf dediğiniz, sizin gördüğünüzle sınırlı olmayabiliyor çünkü.

Benim bu konuda aklıma gelen son şey, Isaac Asimov'un, Hari Seldon'ın kendisi olduğu yönünde. Çünkü bu kadar kurguyu başka türkü izah edemiyorum. 

Birkaç yüzyıl sonra, dediydi dersiniz.

İyi okumalar,
Göksun.

(Seriyi dün bitirdim, yazıyı ise bugün, yani 22/08/2012'de güncelliyorum.)