Bir aydır sokaktayız, fakat ben hiçbir sokak gecesinden sonra bu sabahki kadar neşeli ve umutlu kalkmamıştım. Tabii bunda konuyla alakasız bir sürü şeyin etkisi de olabilir ama ben sebebini "ipnelerde" aramayı tercih ediyorum. Çok tatlısınız lan. (Sabah metrobüse kendi kendime "Her yer ibne her yer ibne ay! Ayol!" diye tempo tutarak yürüdüm, en son "Tayyip kaç kaç kaç, ibneler geliyor!" diyordum. )
Düzgün insanlar olarak, zaten bu direnişten önce de eşcinsellere çamur atacak halimiz yoktu. Fakat bir kısmımızın, onlarla direkt teması da yoktu - veya vardı ama bilmiyorduk. Mesela ben hiç onur yürüyüşüne katılmamıştım. Ayıbetmişim.
Hani bir ara Gezi iyice karnaval gibi olmuştu ya, polis bir şey yapmamıştı da kalabalık kalabalık oturmuştuk. İşte o gecelerden birinde, Taksim'den eve dönmeye çalışırken arkada konuşan birini duydum. "Bildiğimiz" erkek sesiyle, birine (telefonda olsa gerekti çünkü başka ses gelmiyordu) şöyle diyordu:
- Ya şimdi direniş filan çıktı ya, çok güzel buralar. El ele tutuşuyoruz mesela, kimse dönüp bakmıyor bile.
Bu cümleyi "normal" bir ilişki için duymazsınız herhalde. Neyse sesin sahibi yanımdan geçip gitti ve el ele iki adam olarak yürüdüklerini gördüm. Boylu poslu, saçlı sakallı kocaman adamlar. Dış görünüş aslında gayet eril. Bunun sebebini kendilerine sormadım, faka eril görünmeye "bizim yüzümüzden" ihtiyaç duyduklarını düşündüm. Bu sizce de çok acı değil mi, iki insan, yani aslında milyonlarca insan, bırakın kendi istedikleri gibi görünmeyi, sevdikleri insanla el ele yürümeyi bile kazanım sayıyorlar. Senin benim yüzümüzden.
Neyse efendim, geldik dünkü yürüyüşe.
Anda'yla saat 5'te oradaydık. Kalabalığın tümünü algılayacak imkanımız olmadı, zaten algılayamazmışız. Tünel'den meydana kadar ulaşmış diyorlar.
Çantamda rozetle geziyorum, kısmetim kapanırsa sebebimsiniz ibneler :( |
Yalnız bu direniş, insanların tıynetini çok çok çok güzel ortaya çıkardı. Mesela Lice konusu tam bir dangalak turnusoluydu. Daha iki gün önce Ethem için sokakta hep birlikte değil miydik biz canlar? Daha yeni, birkaç saat önce, "Yahu hala polisin eline taş geldi diyorlar arkadaş, nasıl insansınız ya!" diye beraber söylenmiyor muyduk? Daha yeni, "Polise karanfil attık yine terörist olduk ya la! Hay ben senin medya gibi..." demiyor muyduk? Hepimiz, beraber?
E ne oldu hacı? Lice'deki insan değil mi?
Efendim devlet karakol yaparken oradakilere mi soracakmış. Sana mı sorsun gerizekalı, tabii ki oradakilere soracak. Ki zaten sormasın çünkü yapmayacak. BDP'yi başta Gezi bağlamında olmak üzere çok ağır eleştiririm o ayrı mevzu ama, Gültan Kışanak güzel konuşmuş geçen gün, "Karakol yapmak nedir; barış sürecini bitirdiyseniz delikanlı gibi söyleyin, bitirmediyseniz de sahip çıkın" demiş. Keza Selahattin Demirtaş da, "altyapısı bile olmayan bir yere kalekol yapılmasını" eleştirmiş. Bu söylemleri yanlış bulan varsa kendisine ceza veriyorum, tahtaya yüz kere "benim algı sorunlarım var" yazsın.
Net olmadı kusura bakmayın. |
Neyse ya ben başka bir şey diyecektim aslında ama ulusalcılara laf ederken konu uzadı gitti. Turnusolden devam ediyorum.
İşte insanlar arasındaki farkı ortaya koyan ikinci bir unsur da, trans yürüyüşleri oldu. Sen kalk daha 3-5 gün önce Taksim'de polis döv, sonra "Ya ipne yürüşüne gelmiyim ben, bi gören olur..." Gören olsun zaten lan, gören olsun da insan sansın.
Ya da açık açık "ben sosyalistim" dedikten sonra "eşcinsellik ahlaksızlık!" demeyi kendine yakıştır.
Veya bir Kürt olarak acı çekmek sanki senin tekelindeymiş gibi davranmak suretiyle, bu yürüyüşü ciddiye bile alma. Cümleten tebrikler.
Hani koridorda'da yazdığım şeylerde hep diyorum ya, ben Tayyip'i değil Tayyip'i hala sevenleri anlamıyorum diye. İşte bu konuda da homoseksüellere önyargılı olanı değil, kendine aydın bir sıfat yakıştırıp da homofobisini hala aşamamış olanları anlamıyorum. Arkadaş kimse hülooğ teyzeden öyle bir algı beklemiyor zaten, ama sen, 2013 yılının okuması yazması olan insanısın, üstelik karşı çıkma ve direnme kültürünü geliştirmeye açık olduğunu da gösterdin, bu ayrımcılık ne ya?
Hayır bir de ortada siyasi talep filan da yok. Bu insanların istediği, sokakta sevgilisiyle el ele yürüyebilmek lan. Bu yani. Anadilde eğitim, savunma hakkının engellenmemesi, işkencenin önlenmesi, sayılabilecek iki milyon tane talebin hiçbiri yok. Tek denen, "ben varım ve bunu kabul et - ki ben de artık gizlenmek zorunda kalmayayım."
Bir de insanların kendisine "elalemin götünden bana ne lan acaba?" diye sormaları gerekmiyor mu sizce de? Ahahshahs tek derdiniz bu mu kaldı olm sizin, ne pembe hayatlarınız varmış la çok özendim.
Şimdi siz neden kaçıyorsunuz bu ipnelerden, sizin namusunuza (!) göz diker diye mi? Yani başkası dikmez, tüm ömrünüz boyunca karşınıza çıkan milyonlarca karşı cins size zinhar kötü gözle bakmayacak, ama metrobüste hasbelkader yan yana durduğunuz trans arkadaşım sizi görür görmez "Aha kesin bunun ırzına geçmeliyim" mi diyecek? Öyle bir şey diyecek olsa neden sizi seçsin ayol, metrobüste başka insan mı yok?
Bence sizin asıl derdiniz, kendinizi nimetten saymak. Tabii bunu söyleyemediğiniz için de pisliği translara atıyorsunuz. "Bakılmayı o kadar hak ediyorum ki, erkekler benim kıymetimi bilmiyor ama bu lezbiyen kesin bana yazacaktır." Aaaayh tuzlayım da kokma.
"Erkeklerden hoşlandığına göre benden hoşlanmaması için hiçbir sebep yok." Eheh ne oldu annem, peşinden koştuğun kızlar seni iplemedi mi?
Ha bir heteronun diğer cinsle ilgilenen bir transtan neden kaçtığını ise zaten anlayamam. Bir de çocuklarını kaçırıyorlar, çocuklar da homofobik büyüyor. Bakın şunu anlayabilirim, yaşadığımız dünyada çocuğunuzun homoseksüel olmamasını istemeniz çok normal. Acı çekiyorlar çünkü, mutsuzlar, itiliyorlar, sürekli gizleniyorlar. Kimse çocuğu için bunu istemez, eyvallah. Fakat sizin büyük kısmınızdaki "çocuğu uzak tutma" davranışının sebebi bu değil. Ahlaki kaygılar. Ne var lan ne var, senin çocuğun kendi türünden bir insanı sevmekten başka ne yapmış, birini mi öldürmüş, hırsızlık mı yapmış, tecavüz mü etmiş, hangi ahlaksızlığı yapıp hangi suçu işlemiş? (Cihan Ceylan karikatüründeki avukat gibi oldum ama öyle yani ne yapayım)
Yazının başından beri söyleyeceğim, unutuyorum... Dünkü yürüyüş dahil, transların konu edildiği pek çok yerde dikkatimi çeken bir şey var. Eşcinsellik ve bunun ayıp olmadığı, genelde erkekler üzerinden değerlendiriliyor. Askere gitmemek, arka uzuvlar, erkeklerin öpüşmesi filan... Hatta aranızda öyyyle tarifsiz andavallar var ki, "Lezbiyenlik sorun değil ya, her erkeğin bir lezbiyen fantazisi vardır neticede" diyebiliyorlar.
Abi insan mısınız ya? Bu nasıl bir söylem ya? Birinin cinsel kimliğini sen nasıl bir zevk unsuru olarak görebiliyorsun, sapık pezevenk.
Cinsiyetçiliğe karşı olmak, sadece kadın-erkek üzerinden değerlendirilebilecek bir şey midir? Cinsiyetin türlerini sen mi belirliyorsun? Benim kadınlığımı erkekliğimi test mi edeceksin? Kimsin lan sen?
Hayır öyle değil. Sen ister tercih de ister yönelim, ister hastalık olarak kabul et ister özür, nasıl nitelersen nitele, sonuçta bu insanlar "var." Yok edemezsin çünkü var. Cinsiyetçiliği sırf kadın-erkek üzerinden değerlendireceksek, ne yapalım transları yok mu sayalım? Gaz odalarına mı kapatalım? Napak kanka?
Görüştüğüm çok fazla insan yok zaten, onların arasında da -bildiğim kadarıyla- eşcinsel yok. Olsaydı eğer, size daha doğrudan bilgi verebilirdim. Mesela lezbiyenler hakkında ne anlatılabilir bilmiyorum. Yani erkek eşcinsellerin daha çok konu edilmesi bir yandan anlaşılır görünüyor, çünkü "erkek Fatma" olmak bizim buralarda o kadar da kötü bir şey değil. Fakat neticede, lezbiyenler de istemedikleri bir bedenin içindeler ve bıktıkları hayatlar yaşıyorlar. Sorun değil mi bu yani sizce?
O kadar yazının anafikri şudur ki, insanın cinsiyeti olmaz arkadaşlar. Cinsiyetçiliğe karşı çıkarken bile unutuyoruz bunu, lütfen unutmayalım. Hep beraber direnek ayol!
ideolojik gökkuşağı :) |
Post'una Sözlük'te denk geldim. "Neticede lezbiyenler de istemedikleri bir bedenin içindeler" genellemesinin kimlik spektrumunda butch ya da trans uçta bulunan bir kısım insan dışında yanlış bir algı olduğunu ve çoğumuzun kadın bedeninde olmaktan gayet memnun olduğunu belirtmek istedim :)
YanıtlaSiliyi yaptın, ben bunu bilmiyordum mesela. teşekkürler :)
YanıtlaSilBen de şuna nane olayım "Boylu poslu, saçlı sakallı kocaman adamlar. Dış görünüş aslında gayet eril. Bunun sebebini kendilerine sormadım, faka eril görünmeye "bizim yüzümüzden" ihtiyaç duyduklarını düşündüm." demişsiniz. Görünüşün cinsel yönelimle alakası yok. "Efemine" görünen hetero erkek de var, en "ayı"sından gay erkek de. Hatta dünkü yürüyüşte "Ayılar" ayrıca pankart da açmışlardı. Bize öğretilen, artık içselleştirdiğimiz ve hatta aradığımız görünüş kodu "kadınsı erkek gay olur, erkeksi kadın kesin lezbiyendir" olsa da gay bireyler de hem görünüş hem de davranış biçimi olarak geniş bir spektruma yayılmışlar, aynen hetero bireyler gibi. Sonuçta hepimiz insanız, türlü çeşitli dış görünüşlerde ve hallerdeyiz. Falan filan :)
YanıtlaSilzaten o konuda "bu böyledir" demeyi uygun bulmadığım için cümleyi "düşündüm" diye bağladım. bundan emin değilim, yani emin değilim derken sorgular gibi söylemiyorum lütfen yanlış anlama, bilmediğim için öyle söylüyorum :) bu konudaki empatim eksik kalıyor, eşcinselleri hep uzaktan gördüğüm için. (yazdığım gibi, yakın çevremde bildiğim yok.) ama sen öyle diyorsan aldım kabul ettim :)
YanıtlaSilheyecanını ve empati çabanı takdir ettim. yalnız yazını okurken ya ben senin üslubuna alışık olmadığım için ya da senin aklında kavram karmaşaları olduğu için "trans" sözcüğünü tam anlamını bilerek kullanıp kullanmadığına emin olamadım :) benim anla(ma)dığım kadarıyla sanki tüm heteroseksüel olmayanlara "trans" deniyor gibi kullanmışsın... o iş öyle değil :) bunu tabi ki bildiğini ama heyecanla yazarken konudan çok uzak olan okuyucunun- yanlış anlamasına mahal verecek cümleler kurduğunu düşündüm :)
YanıtlaSilşöyle mesela ; "Ha bir heteronun diğer cinsle ilgilenen bir transtan neden kaçtığını ise zaten anlayamam.",
"Tabii bunu söyleyemediğiniz için de pisliği translara atıyorsunuz. "Bakılmayı o kadar hak ediyorum ki, erkekler benim kıymetimi bilmiyor ama bu lezbiyen kesin bana yazacaktır." ".
translardan söz ederken bi sonraki örnekte bi anda lezbiyen denince yanlış anlaşılmaya çok müsait oluyor bu sözcüklerin anlamlarını pek de bilmeyen okuyucu açısından.. nacizane tesbitimdir. renkli kal ;)
selam, lütfen kusura bakma, ancak cevap yazabiliyorum.
YanıtlaSilvalla bu jargondaki kelimelerin kullanımı benim çok sıkıntılı bir şey. mesela yönelim-eğilim-tercih kelimelerinden hangisini kullanmam gerektiğini bilemiyorum halen. yanlış bir şey de söylemek istediğim için, bunlardan biri ne zaman gerekse küçük bir kriz yaşıyorum :)
trans ise apayrı. ben eskiden transı "dönme" olarak bilir ve kullanırdım. yani artık dönme işlemini yapmış bitirmiş, tamamen kadın/erkek olmuş. fakat konuyla ilgili haber veya söylemlerde, henüz dönmemiş olanlar için de trans kullanıldığını gördüm ve kafam karıştı. tüm eşcinsellere mi deniyor, yoksa dönmüş olmak mı lazım bundan emin değilim. belki de bir yanlışı devam ettiriyorum yani.
renkli kalalım :)
Yazıda büyük çaplı bir kavram kargaşası gördüğümden yardım eli uzatmak istedim. Umarım birilerine yardımcı olabilir.
YanıtlaSilİlk olarak yönelim-eğilim-tercih kelimelerine değinmek istiyorum. Tercih kelimesi kesinlikle yanlış bir kullanım, insanlar hangi cinsi arzulayacaklarını tercih etmezler. Yönelim ve eğilim kelimeleri ise tartışmalı bir mevzu. Eğilim; doğuştan, çevreyle hiçbir ilgisi bulunmayan hisler için kullanılırken yönelimde genlerin yanı sıra psikolojik ve çevresel etkiler de vardır. Ben yönelim demeyi seçiyorum ama kimsenin seçimine de karışmam.
"Transseksüel" kavramına gelince kendi karşı cinsten hisseden kişiye transseksüel -kısaca trans- denir. Bunun için cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirmiş veya hormon tedavisi görmüş olması gerekmez, ne hissediyor olduğu önemlidir.
Ayrıca cinsel yönelim ile cinsiyet kimliği birbirinden çok farklı şeylerdir. Erkek bedenindeki bir kadın eşcinsel olabilir, kadınları arzulayabilir. Bu tuhaf bir durum değil. Cinsel kimliği kadındır, cinsel yönelimi de kadınlara karşıdır. Cinsel yönelim hangi cinsi/cinsleri arzuladığımız, cinsiyet kimliği ise "bedenimizden bağımsız olarak" kendimizi hangi cinsiyette hissettiğimizdir. Yani eşcinsel erkek ve kadınların hepsi karşı cins gibi olmayız arzulamazlar. Öyle olanlar var elbette ama eşcinsel bir erkek kadınsı olmak zorunda değildir, kadınsı olmamak onu eşcinsellikten uzaklaştırmaz. Bununla birlikte cinsiyet kimliği iki cinsiyetten ibaret değildir. Kendini cinsiyetsiz hissedenler ve her iki cinsiyete ait hissedenler de var. İki cinsiyet toplumsal normların dayattığı bir durum, gerçek değil.
Diğer bir kelime: crossdresser. Karşı cinsin kıyafetlerini giyen demek. Eşcinsel olmakla direkt bir ilgisi yok. Eşcinsel olan biri crossdresser olmak zorunda değil ama olabilir de. Bu cinsiyet kimliğinin karşı cinsten olduğunu da göstermez. Kendini erkek olarak hisseden biri kadın kıyafetleri giymeyi sevebilir ve bundan cinsel haz da duyabilir.
Özetlemek gerekirse eşcinseller yanlış bir bedenin içinde falan değil! Sadece kendi cinslerini arzuluyorlar, bu kadar basit. Trans -yani kendini karşı cinsten hissedenler- olanların hepsi de eşcinsel değil. Dediğim gibi transseksüel bir kadın lezbiyen olarak, transseksüel bir erkek de eşcinsel olup erkekleri arzulayabilir. Bu çelişkili bir durum değil.