6 Nisan 2012 Cuma

Klonlanmak mı zor, 250 sene yaşamak mı?

Hayat neden zor biliyor musunuz, çünkü biz aslında tek kişiyiz.

Ahah korkmayın, yalnız olmaktan bahsetmiyorum. Bayağı, bildiğin, fiziksel teklik. Yapmak istediğin hiçbir şeye yetmeme hali. Bir tarafın evin içinde öleceğini sanıp kendini dışarı atmak isterken öbür tarafın "otur filmini izle!" diyorsa, buradaki sorun tek bir kişi olmaktır.

Hayata böyle bakınca, benim sabahtan beri "kendime bir film ve kitap eğilimi belirleyip bunun dışına çıkmamalıyım..." diye düşünmem çok naif kalıyor. Sanki gerçekten okuyup izleyeceğim...

Fakat bu plan-program ihtiyacını, dün Alkım'da ve Penguen'de dolanırken tekrar ve çok ağır fark ettim. Bu yüzden, sonradan detaylandırmak üzere kendime aşağıda paylaşacağım kitap ve film kategorilerini seçtim, mümkün olduğunca dışına çıkmayacağım... "Detaylandırmak" derken bir kastım şu, öncelikle bu seçtiklerim "aklıma gelenler." İsimler mutlaka fazlalaşacaktır. Diğeri ise, seçtiğim yazar ve yönetmenlerin eserlerini listeleyip, adeta bir "progress bar" oluşturmak niyetindeyim.

Kitaplardan başlayayım, oradan da yönetmenlere atlayayım:

Şimdi öncelikle, kitaplar konusunda ortalık ağır karışık.

Bilimkurgudan pek hoşlanırım, bir ara Penguen'e gidip bilimkurgu ve Jules Verne topluyordum. Fakat sonra, tamaaaamen yeni kitap alacak param olmadığından, daha önce alıp okumadığım Sartre'a döndüm. Özgürlüğün Yolları 1'i okuyunca algım değişti resmen. Sonra araya, yine alıp okumadan tuttuğun Gabriel Garcia Marquez girdi, resmen şaftım kaydı. Meğer "çocukken alıp bişey anlamadan bıraktığım kitaplara" dönme vaktim gelmiş haberim yokmuş... Demek ki artık bilimkurgudan yavaş yavaş çekilip dünya edebiyatına geçme vakti gelmiş diye düşündüm. "Bu sene Vakıf serisini okuyup bilimkurguyu kapatayım" diyordum ki, Özgür Abi'lerde Metis Bilimkurgu serisini görünce aklım düştü.

Anladım ki, daha Metis serisini, Lem'leri okumadan ben bu işi bırakamayacağım... E ama daha Latinler var, Orwell'ler var, Italo Calvino var, "Ben Lucifer" gibi tarzını bilmediğim başka acayip kitaplar var... Var yani. Onlar ne olacak?

Özet geçiyorum:

Yalnız değiliz, hiçbirimiz.
Sadece kendimizi öyle sanmayı seviyoruz.
- Isaac Asimov'un Vakıf serisini okumadan ölürsem yazık olur. (Dune'u ise o kadar merak etmiyorum.)
- Metis Bilimkurgu serisi. Baştan aşağı. "33 kitap." Sadece birkaç tanesini okudum, seriyi tamamlayacağım.
- Stanislaw Lem okumamış biri olarak, bilimkurgudan hoşlandığımı söylemekten utanıyorum.
- Jules Verne'in, ya da Verne'ün her şeyi. Okumadıklarımı listelemem lazım.
- Ursula K. Le Guin'in bitmesi lazım. Yerdeniz'i bitirmedim daha ben, Mülksüzler var, Dünyaya Orman Denir var, şimdi adı aklıma gelmeyen başkaları da var... Allahtan Karanlığın Sol Eli'ni okudum da kendime bir kitap daha az kızıyorum.
- Jean Paul Sartre'ın Özgürlüğün Yolları üçlemesi bitecek.
- Gabriel Garcia Marquez'in yazdığı sakız manilerinin bile okunması lazım.
- Jose Saramago'dan emin değilim aslında, üslubu biraz "zor" ama Kabil'den çok esaslı etkilenmiştim. Gerçi oraların kültürünü son derece merak ediyorum, Latin milleti ne yazsa ne çekse okumak lazım.
- Mario Vargas Llosa'yı da listeye almakta fayda var. Gerçis sadece Yüzbaşı ve Kadınlar Taburu'nu okudum ve çok beğendim, ama Latinlere genel bir sempatim zaten var.
- Italo Calvino'nun hayalgücüne sahip olmak için pek çok şeyi göze alabilirdim. Olamayacağım, bari okuyayım.
- George Orwell okunmayan dünya olmaz olsun. Hayvan Çiftliği ile 1984'ü okumayan insan, "ben muhalifim" demesin. "Burjuvazi" diyen kişi, Aspidistra'ya bir göz atsın.
- Amin Maalouf için ölmüyorum açıkçası, ama yazayım, dursun. Onun da 4.5 kitabını okudum, buçuk olan Semerkant. Bir sebepten yarım kalmıştı, hatırlamıyorum şimdi, lisedeydim. Belki geri dönerim.
- Chuck Palahniuk, ama vazgeçebilirim kendisinden... Yeraltı edebiyatından sıyrılıyor gibiyim. 5-6 kitabını çok büyük zevkle okudum ama son başladığım Tekinsiz'in yarısına zar zor gelip bıraktım. Zorlama geldi çünkü.

Bunlar aklıma şu anda gelenler. Bir de bu kategorilerin dışında başka şeyler de olabiliyor; mesela Glen Duncan'ın "Ben Lucifer" kitabının verdiği zevk az bulunur. Ben öyle "dogmatizmi sorgulayan" şeyleri severim. Mesela Nedim Gürsel'in yazdığı Allah'ın Kızları da öyledir ve çok iyidir.

Ayrıca, Marjane Satrapi'nin Persepolis'ini okumayı sırf bu yazarların dışında olduğu için reddeden bir zihniyette olmayı istemezdim.

(Akşam evde "Kahretmesin, nasıl unuttum!" diye hayıflanarak hatırlanan yazar: Jerzy Kosinski. Boyalı Kuş ve Şeytan Ağacı'nı okumuş bir insan, Kosinski'yi nasıl unutabilir...)

Filmlere bakacak olursak,

9GAG
- Woody Allen. Kesinlikle. Yedi cihanda tek geçtiğim adam.
Aslında iyi gidiyordum, son birkaç ayda bayağı filmini izledim. Ama artık "salmış" durumda olduğum için bir sürü filmi eksik. Gerçi ben ne yapayım, adam 47 tane film çekmiş... Ben daha on tanesini izlemişim.

- Coen Biraderler, bir filmden beklenecek her şeyi sunan adamlar. Ne oldu, kendilerine nasıl başladım da nasıl alıştım bilmiyorum, ama filmlerinizi izlemek ende adeta histerik sırıtmalara sebep oluyor. Absürt ironilerini çok seviyor ve uzun süre izlemeyince arıyorum. Şimdilik 7/17 durumundayım, 18. filmleri 2013'te girecekmiş vizyona. Heyecanla bekliyoruz.

- Pedro Almodovar. Canım ya. Avrupalı bir yönetmeni seveceksin deseler inanmazdım... Bu arada, Annem Hakkında Her Şey'i de hala bitiremedim ya, Allah beni nasıl biliyorsa öyle yapsın. Yanlış anlaşılmasın, sorun filmde değil bende. Evde oturmazsan izleyemezsin tabii.

- Charles Chaplin, bence tüm zamanların en on numara insanlarından biridir. Maşallahı var, o dönemde 73 tane film çekmiş, beş-altı tanesini ancak izlemişimdir. Modern Times filminin yılı 1936'dır, hatırlatmak isterim... Biz 2012 insanları olarak, o düşünce yapısına ulaşabildik mi sizce? Ya da, 1940 tarihli The Great Dictator gibi bir filmi yapmaya yeltenebilecek kaç kişiyi tanıyorsunuz?

- Christopher Nolan. The Prestige. The Dark Knight. The her şey... Benim için Christopher Nolan, filmin sonunda "Hass..." dedirten adamdır. Neyse ki on tane filmi varmış, altısını izledim zaten.

- David Fincher. Ya ben kendisini çok severim de, bazen anlamıyorum. Sen ki Fight Club'ı, The Game'i çekmiş insansın, The Social Network ne Allahını seversen ya? Gerçi öyle diyorum da, Benjamin Button'ı da bu çekmişti... Yani tamam, seviyoruz ama, A+ da değilsin David Fincher.

- Guy Ritchie; ama sallantıda. Hatta aslında "İyi de bu adamın her filmi birbirinin aynısı" diye kendisinden vazgeçmiştim ama Sherlock Holmes'lar yetişiverdi... Bu arada, Sherlock Holmes'ların başarısı yönetmenden değil de Robert Downey Jr.'dan bence.

- Quentin Tarantino'nun "hafifliğini" seviyorum. İyi zaman geçirtiyor.

- Bir de bunların dışında, "kara filmler" var. Gabriel gibi, Sim City, 13. Kat, Brazil gibi. Olsalar da izlesek... (Bu arada, bunların kara film sınıfında olup olmadığını bilmiyorum, ben öyle uygun gördüm.) Gerçi geçenlerde "Film Noir" diye bir film aldım ama hala izlemedim. (aaa Gabriel 5.4 almış. Niye ya, sevmiştim ben?)

- Ah nasıl unuttum, daha Pixar animasyonları var... Of Allah kahretsin 250 yıl kadar yaşamam lazım benim...

- Adaptation, Eternal Sunshine of the Spotless Mind ya da Stranger Than Fiction gibi "kurgusal değeri yüksek" filmler de candır, canandır.

- Ayrıca, Al Pacino ve Robert Downey Jr. hayranı olarak, bu şahane adamların yer aldığı her filmi de bilmek isterim.

- Kitaplarda olduğu gibi, dogmatizme dokundurulmasını sinemada da severim. Mesela Luc Besson'un Angel-a'sını asıl bu sebeple çok sevmiştim, onun dışında herhangi bir aşk filmiydi. Kara filmlerden saydığım Gabriel'ı sevme sebebim de budur. Ama bana lütfen The Book of Eli ile gelmeyin, ağır konuşurum. Ne gereksiz filmdi o öyle ya of.

Derken saat 15.30'a yürüyor... Ben daha Radikal okuyup, haber özeti yazıp, test çözeceğim... Ahah...
"Bunu yazana kadar bir sürü şey yapabilirdin" derseniz biraz boş olur afedersiniz. Çünkü ben yazmayı da seviyorum.

Evet evet, insanlığın sorunu kesinlikle tek kişi olmak.
Lan bari evin işini başkası yapsın.

Evet evet, iyi bir aile kızı bulup evleneyim ben. Töbe yarappim ya.




4 yorum:

  1. Ben de senin gibi bilim kurgudaki klasikleri okuma çabasındaydım, ancak durup biraz güncel şeylere baktığımda orada da kaçırdığım çok şey olduğunu gördüm. Bu aralar sadece yeni çıkan bk kitaplarını okumaya çalışıyorum. Ama inan bana gerçekten geçmişteki tüm önemli kitapları okuyup bugüne gelmek çok zor bir süreç.

    YanıtlaSil
  2. Ben şimdilerde Vakıf'tan gidiyorum, elimden bırakmamacasına okuyasım var... Sonra Halka Dünya'yı bitirmek niyetindeyim, ilkini okudum da diğerleri duruyor.

    Geçmişteki tüm önemli kitapları okuyasım yok da, en azından belli başlılarını bileyim istiyorum. Çok eksiğim var bence.

    Bir ara Sartre ve Marquez'e dönücem dönmesine ama dur bakalım ne ara... :)

    YanıtlaSil
  3. 13. kat'ın kıymetini bilen insan ne takdir edilesi bir kişidir.

    YanıtlaSil