16 Mayıs 2012 Çarşamba

Postmodern dram: Ayakkabısı sıkan plaza bayanı.

Offff çok feci dalga geçesim var şimdi benim...

Etrafta reklamlarını filan gördüğüm bir ayakkabı var, Rollywalk diye. Olay şu, bu alet babet gibi görünüyor ama katlanıp özel kutusu içerisine konup, çantada öyle taşınabiliyor. Yani, topuklu ayakkabısından vazgeçemeyen ama o ayakkabılarla rahat da edemeyen plaza bayanları, bu arada "bayan" dedim diye çemkirmeyin bilerek söyledim, çok darlanırlarsa rolivolk'larını giyip rahatlayabiliyorlar.

Buradaki "pathetic" durumu elbette izah edeceğim, yalnız önce bu işin fiyatını söylememe lütfen izin verin.

57 lira canlarım. Ayakkabının tek özelliği bükülüp küçücük olabilmesi. Zaten öyle olması için ultra ince ve uyduruk bir malzeme kullanılmış olduğu düşünüldüğünde, 57 lira daha da anlamlı oluyor.

Bira sarılan siyah poşetlerden hallice. Yalan yok.
Hem, o kadar incecik şeyle yürümek de, inanın ki rahat değil. Düşünsene, ayağının altındaki her girinti çıkıntıyı laaaap diye hissediyorsun.

Allahınızın aşkına şuna bi bakar mısınız:

BİLDİĞİN PİSİ PİSİ LAN BU! Balerinlerinkinden değil, anaokulunda yıl sonu gösterisi için aldırdıklarından. Bi de "beden" seçiyormuşuz, numara değil. Small-medium-large diye. Yani 3 kere giyince, dördüncüye ağzı bir yana yüzü bir yana kaymış olacak. Ayakkabı olm bu, s'si m'si mi olur?

Gerçi düşününce, 36-37 small, 38-39 medium, 40-41 de large oluyordur herhalde. Bunu bildiğimiz numaralarla değil de böyle smol'lu midyum'lu ifade edince asortik olunuyorsa demek ki...

Bi de slogan yazmışlar, "hikayen yarım kalmasın." Topuklu ayakkabıma bağlıysa benim hikayem, zaten öleyim de ağlayanım olmasın. Hikayem yarım kalmasın, Allah da seni kahretmesin e mi.

Bunun "pathetic" tarafı ne biliyor musunuz, plaza bayanlarının bu akıl almaz uydurukluktaki zamazingoya ayılıp bayılmaları. Neden derseniz, ablacım, o topuklu ayakkabıları hayatının demirbaşı yapan sizsiniz. Kendisini ancak o incecik yükseltilerin üzerindeyken dikkat çekici bulan, iş yaşamında bunlara mecbur olduğunuz dayatılmışlığına itiraz etmeksizin boyun eğen sizsiniz. O plazalarda çalışmak için o kadar mülakatlere giren çıkan, o kadar "kişisel gelişim" geyikleri içinde yaşayan, kendisini fanusta hissetmek için tüm kalbiyle yanıp tutuşan sizsiniz.

Noldu? Ayakkabılar mı sıktı? Ah canlarım...

Sonra kalkmış sosyal duyarlılık, toplumsal cinsiyet filan dersiniz. Ama 8'de başında olacağınız işinize gitmek için 5.30'da kalkıp kuaförüyle makyajıyla uğraşmaktan da imtina etmezsiniz. (Yol koşulları ayrı.)

Bulunduğunuz yerde cinsiyetinizden bağımsız bir şekilde varolduğunuzu iddia eder, ama moda dergisinden çıkmış gibi görünmek için elinizden geleni ardınıza koymazsınız.

Kadınlığın öne çıkarılmasının yanlışlığı hakkında mangalda kül bırakmaz, ama "ölçülü dekoltenizi" ihmal etmezsiniz.

"İşyerinde rahatlığa çok önem veririm" diye ahkam kesersiniz, ama o topuklarla nasıl yürüdüğünüzü siz bile anlamazsınız.

Sonra da kalkıp "bakın bunlar çok rahat" diye, dünyanın en uyduruk malzemesine, gider 57 lira para bayılırsınız. Ablacım, babet dediğin pazarda on lira. Poşeti de yanında ücretsiz veriyorlar.

Bu kadar yazıdan sonra beni topuklu ayakkabıyla görürseniz, biliyorum ki o "imalı" bakışlarınızı atıp Değerli gülüşlerinizi göstereceksiniz.

Beni topuklu ayakkabıyla görebilirsiniz, bazen düğün-dernekte ya da "müvekkil bağlamak" için gerekli olabiliyor. Benim bu türden davranışlarım, "uyum göstermiş görünmek suretiyle faydalanmak" olarak özetlenebilir.

Sizinle şöyle de bir farkımız var, ben o müvekkili bağladıktan sonra, bağlılığın devamını işimle sağlıyorum zaten. Ayakkabıma bakıp karar verecekse de, varsın versin. Kendi kaybeder.

Öptüm,
Göksun.

*
Acil güncelleme:

Lütfen http://www.rollywalk.com/index.php?route=information/information&information_id=9 sayfasına bir bakın. "Kampüsteki odamızda" da kullanabiliyormuşuz.

Kampüste değil ama. O topuklu ayakkabı kampüste giyilecek!
SDKHJGJSKJGHJDHAGD :))))))))

3 yorum:

  1. font olarak daha saçma bişey seçebilirdin, gözlerim sikildi

    YanıtlaSil
  2. Gözlerinin sikilmesi pahasına okuduğun için özellikle teşekkür ederim.

    Font konusunda ise, gerçekten yardıma ihtiyacım var. Burası için de, mideminkayhasi için de aynı şikayetleri aldım. Fakat blogspot fontları içinde,

    - Tırnaksız
    - Calibri kadar resmi ya da Comic Sans kadar abes olmayan
    - En önemlisi, Türkçe karakterleri destekleyen

    doğru düzgün bir font bulamadım. Eğer sen biliyorsan ya da bulursan ve benimle paylaşırsan çok sevinirim.

    Teşekkürler,
    Göksun.

    YanıtlaSil
  3. gece eğlencesi yapacaksak, keyfim yerindeyse topuklumu giyerim valla göksun:) ama saatin köründe, kafa da hafif hoşken giymek için de yanıma düz ayakkabımı alırım, ha bunu satın alır mıyım? sanmam.
    bu arada kot kesinlikle giymeyen bir insan olduğum için (rahat gelmiyor, işte serbest gibi bir şey ama kıpraşamıyorum giyince)her etekle de spor ayakkabı pek olmuyor zaten://

    YanıtlaSil