6 Kasım 2012 Salı

Yarım sayfada Mango gerçeği


Ahahahahah ay bu Mango kendini prenses peri sanıyor...

Bu mağazaya çok sık gidiyorum, hatta bir kısmını eve taşımış durumdayım. Üst-baş-çanta-komple Mango dolaştığım günler oluyor, burayı çok seviyorum. Bahariye'deki efsanevi Mango outlet'e yakın oturuyorum, zırt pırt girip bakınıyorum. Sezonda çok beğendiğim 90 liralık şeyi 20 liraya filan görünce de dayanamayıp alıyorum. Buradan 10 (on) liraya feci  güzel bir ceket almışlığım var, nasıl sevmeyeyim?

Yani Mango, misal 50 liraya alt-üst takım bulunabilecek bir yer. Ucuz, gündelik, uyduruk, yer yer pazar işi - o kadar da uyduruklaşabiliyor. Bu yani; hayatımızda değiştiremediğimiz her şey için, 3-5 kuruşa bir şeyler alıp muhtelif renklerde mastürbasyon yaparak hayatta kalmamızı sağlayan yer.

Şu an masamın üzerinde, içine okula götüreceğim kitapları koyduğum bir Mango poşeti var. Poşet dümdüz, sadece üzerinde Mango-Barcelona yazıyor. Buradan aldığım neredeyse her şeyin "made in Turkey" olmasını bir kenara koyarak devam ediyoruz. Görünür yerlerdeki havalanmaları makul karşılayabiliriz. Yoksa bir gece ansızın tüm Mango'ları gezip, Barcelona'nın üzerini çizip "Bağcılar" yazmamız gerekecek.

Hani poşetlerin altında şubeler filan yazar ya, bunlar onu poşetin harbiden en altına koymuşlar. Tabanına yani, yere değen kısmına. Sadece "Spain" yazıyor. Mango - İspanyol telefon numarası - www.mango.com - Spain. Bu kadar.

Ya brak allaanı seversen, bilmesek inanıcaz. 5 liralık tişört satıp onu da Türkiye'de imal ettiren, ikiyüzelli bin tane şubesi olan, kasasının önündeki kuyrukların savaş sonrası karne kuyruklarını andırdığı adam, kalkıp "sadece speyn" demesin bana. Tüm şubelerini yazamıyorsan hiçbir şey yazma, çünkü o speyn orda çok sakil duruyor annecim.

Of Avrupalılıktan ölücem ya üstüm başım spæniş allakaaretsin :/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder